Bu yıl 3. kez düzenlenen Türkiye Arapça Kitap ve Kültür Günleri 22 ülkeden 55 yayınevi, 300 yazar ve alimi Üsküdar Bağlarbaşı Kültür Merkezi’nde bir araya getiriyor. Ümmetin bir olacağı etkinlikte ziyaretçileri sergi, panel, sempozyum, müzik dinletisi, kitap dağıtımları bekliyor. Fuar 2-11 Mart tarihleri arasında yapılacak.
Asırlar boyunca olduğu gibi, din ve dil kardeşliğimizi pekiştirmek ve ayrıca ilim mirasımızla bağlarımızı aktif hale getirme hedefiyle yola çıkan Arapça Kitap ve Kültür Günleri, 3. kez ümmeti bir araya getiriyor. Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanlığı’nın himayesinde gerçekleştirilecek olan Türkiye Arapça Kitap ve Kültür Günleri, Türkiye Yazarlar Birliği İstanbul Şubesi, Hâşimî Yayınevi ve Hâlidî Maarif İlim ve Kültür Derneği ortaklığında düzenleniyor. Üsküdar Bağlarbaşı Kültür Merkezi’ndeki etkinlikler 2-11 Mart tarihleri arasında ziyarete açık olacak.
İlk yıl, “Bıraktığımız yerden başlıyoruz” diyerek yola çıkan ve geçtiğimiz yıl, “Asırlardır sönmeyen ışığımız: Âlimler-kitaplar” vurgusuyla âlimlerimizi ve kitaplarımızı öne çıkaran etkinlik, bu yıl “Geçmişin ihyası, geleceğin inşası için medreselerimiz” sloganıyla düzenleniyor. Kitap ve Kültür Günleri için Suriye, Suudi Arabistan, Irak, Lübnan, Ürdün, Mısır, Cezayir, Tunus, Fas, Sudan, Katar, Ürdün ve Kuveyt’in aralarında olduğu 22 ülkeden 55 yayınevi, 300 ilim adamı ve yazar davet edildi.
10 gün boyunca kitapseverleri bekleyen kültür şöleninde, “Geçmişin ihyası, geleceğin inşası için medreselerimiz” teması çerçevesinde uluslararası paneller ayrıca İslâm ekonomisinde yeni arayışları tartışan bir sempozyum olacak. Paneller ve Sempozyumlar çerçevesinde Malezya Uluslararası İslam Üniversitesi’nden Prof.Dr. Khaliq Ahmad bin Mohd, Ürdün Üniversitesi’nden Prof. Dr. Majdi Ali Mohammad Ghaith ve Prof. Dr. Abdallah Zaid Alkilani, Suudi Arabistan İslam Kalkınma Bankası İslam Araştırmaları ve Eğitim Enstitüsü’nden Dr. Mohammad Obaidullah gibi kıymetli isimler katılacak.
Arapça Kitap ve Kültür Günleri öteden beri ülkemizde İlâhiyat, İslâmî İlimler fakültelerinin, İmam Hatip liselerinin, Kur’an kurslarının, medreselerin öğrencilerinin kendilerine hitap edecek bir etkinlikte buluşmalarını sağlıyor. İslâm dünyasında var olan ilmî birikim ve geçmişin ülkemizde bir araya gelmesini, Türkiye’nin çok daha iyi tanınmasını hedefliyor. Bu kapsamda Ozan Bodur’un Arapça “Operasyon 1915” kitabından başka “II. Abdülhamid Han’ın Hayatı” hiçbir yardım almadan ödediği borçlar, dost kazanma sanatı ve düşmanı idare tarzı, iç ve dış politikadaki mahareti, yöneticiler ve devlet adamlarına tavsiyeleri, günlük yaşantısı ve aile hayatı, manevi dünyası gibi ve birçok özel konular ve belgelerin yer aldığı bir eserde ilk defa yayınlanacaktır.
15 Temmuz 2016 gecesi, millet olarak tarihimizin en zor, en uzun ve karanlık gecelerinden biri olmuştur. Yüce Rabbimiz, bütün unsurlarıyla milletimize kenetlenmeyi nasip etmiş ve milletimiz de emanetine sahip çıkmıştır. Millet olarak sahip olduğumuz bu birlik, beraberlik ve kardeşlik ruhu en büyük nimetlerden biridir. 15 Temmuz gecesi bir destan yazdı bu millet. Elinde bayrağından başka hiçbir şeyi olmayan vatan evladı, vatanına, milletine, bayrağına ve dinine kasteden bir zihniyete ve güruha karşı dimdik ayakta durdu, direndi. İslâm’ın sancaktarlığını yapmış ve yapmaya devam eden bu vatanda, darbecilere geçit vermediler. 15 Temmuz gecesi bize şunu gösterdi ki, hiçbir güç Allah aşkı ve vatan sevgisiyle dolu yüreklerden daha üstün olamaz!
Destan yazdığımız bu günü İslam dünyasına doğru bir şekilde aktarmak adına 15 Temmuz temalı sergi, ziyaretçilerle buluşacak. Bu sergiye ek olarak 15 Temmuz Diriliş Destanı eseri, Arapça’ya çevrilmiştir. Arapça yayınlanacak olan bu eseri davet edilen misafirlerimize hediye olarak vereceğiz. Bu eser sayesinde İslam coğrafyasına anlatılmak istenmeyen 15 Temmuz destanını ulaştırılmış olacak. Ayrıca bu eseri Mısır, Lübnan, Cezayir, Katar vb ülkelerde belirli sayıda ilgili yerlere hediye edilecek.
Bilindiği üzere Osmanlı topraklarının küçülmeye ve İslâm coğrafyasının birer birer işgal edilmeye başladığı son üç yüzyılda Anadolu coğrafyası mazlumların sığınağı olmuştur. Nitekim İkinci Bayezid devrinden itibaren de Endülüslü Müslümanların yardım istemeleri üzerine, yardım gönderilmiş ve nice Müslüman zulümden kurtarılmış Kuzey Afrika’ya taşınmıştır. Ayrıca Endülüs’te zulüm altındaki Yahudiler de İzmir ve Selanik’e yerleştirilmiştir. Rusların Orta Asya’ya inmeye başlaması ve ardından Kırım’ı işgaliyle Anadolu’ya Asya ve Kafkaslardan büyük göçler olmuş ve Osmanlı bu muhacirleri planlı bir şekilde karşılamış, sağlam bir iskan politikası uygulamıştır. Aynı şekilde 93 Harbi’nde Kafkas ve Balkanlardan, Balkan Harbi’nde Balkanlar’dan ve Cumhuriyet sonrası da bütün mazlum coğrafyalardan akın devam etmiştir.
Yakın dönemde de Bulgaristan, Bosna, Halepçe, Kuzey Irak, Suriye ve diğer ülkelerden Anadolu’ya milyonlar almış. Gönlü yeryüzünden geniş Anadolu insanı her gelene dilini, dinine, rengine bakmadan kapıyı açmıştır. Avrupalıların duvarlar ördüğü, geçenlere çelmeler takarak tahkir ettiği, bütün dış işleri bakanlarının toplanıp göçmenleri taşıyan botları vuracağız diye açıklama yaptıkları bir dönemde, ülkemiz milyonlara kucak açmıştır. Aynı zamanda, Filistin, Somali, Sudan, Arakan, Afganistan ve dünyanın her yerindeki mazlumlara yardım eli uzatmaktadır.
Bu minvalde bu seneki etkinliğimizde “Mazlumların Sığınağı Anadolu Coğrafyası” sergisi yapılacaktır. Bu çalışmanın maksadı, gençlerimize, insanlarımıza geçmişten günümüze yürek coğrafyamızı, resimler, belgeler hatıralar eşliğinde anlatmaktır.
Ayrıca Ashâb-ı Suffe’de günümüz medreselerimizin serencamını anlatan bir sergimiz daha olacaktır. Sergilerin haricinde, Tasavvuf musiki konserleri, ilahiyat öğrencileri ile ilim adamları, akademisyen ve yazarların buluşması, Türkçe kitapların yurtdışına açılma projesi kapsamında telif görüşmeleri gibi birçok zengin içerikle etkinliğimiz ongün boyunca kitapseverleri ağırlayacaktır.