Türkiye Arapça Kitap ve Kültür Günleri, Osmanlı coğrafyasında kurulmuş İslâm ülkelerinin ortak miras ve kültür şuurunu tesis etmeyi, karşılıklı olarak yeni nesillerin ortak tarih ve medeniyet algısına katkı sağlamayı, küresel aktörler tarafından fitnelerle kuşatılmaya çalışılan Ehl-i Sünnet iklimlerini tek çatı altında bir araya getirmeyi amaçlamaktadır.
Sezai Karakoç’un Düşünceler adlı eserinde dediği gibi “Bir ülkenin tanıtımı sadece turistik rehberler ve broşürlerle sağlanamaz. Bir ülkenin tanıtılması, yurttaşların hepsine düşen bir görevdir. Bir ülke hakkında öbür ülkelerde bir kanaat vardır. Önemli olan da bu kanaattir. Bu kanaat uzun vadede oluşur. Değişmesi de yine uzun vadede olur. Bu kanaati olumsuzdan olumluya ya da olumluysa daha olumluya çevirmek için devlet ve uzmanlarına düşen bir görev vardır. Bir de tüm milletin dışla ilişkilerinde bıraktığı izlenimin olumlu olmasıdır. Bu da ancak ülkenin kültürel, insani bakımdan bir özellik sunması ile mümkündür.”
Türkiye Arapça Kitap ve Kültür Günleri bu bilinçle, özellikle ülkemizin de dünyada insani yardımlar ve duruş bakımından en önde olduğu bir devirde, ülkemizin tanıtımına kültürel katkılar sağlamaktadır. Özellikle Osmanlı sonrası Arap coğrafyasında ve İslam dünyasında yapılan karalama çalışmaları neticesinde oluşan olumsuz algı ve kanaatin son dönemde yıkılıyor olması, bu tür faaliyetlerin eş zamanlı ve çok yönlü yapılmasının gerekliliğini artırmaktadır.
Türkiye Arapça Kitap ve Kültür Günlerine, Türkiye’den İlahiyat akademisyenleri, lisansüstü ve lisans öğrencileri, İslami İlimler Fakülteleri akademisyen ve öğrencileri, Arap Dili ve Edebiyatı akademisyen ve öğrencileri, Doğu Dilleri ve Edebiyatları akademisyen ve öğrencileri, Tarih araştırmacıları, İmam hatip liseleri Eğitim kadrosu ve öğrencileri, Diyanet işleri mensupları, Klasik usul medrese müderris ve öğrencileri, Suriyeli mülteciler (Sadece İstanbul’da kayıtlı 35 bin öğrenci vardır), Kütüphane Araştırma Merkezleri ve düşünce kuruluşları gibi Arapça ortak paydasında buluşan bütün ilgililerin özellikle katılım sağlaması gerekli.
Ozan Bodur’un kaleme aldığı “Operasyon 1915”, Osmanlı’nın en dalgalı zamanlarında, hilafetin öneminin her zamankinden daha ziyadeleştiği, bunun karşısında dış mihrakların Devlet-i Âliye üzerindeki kötü emellerini her zamankinden daha fazla aşikâr hale getirdiği bir zaman dilimi…
Yazarın, tarihî gerçekleri bulandırmadan; hatta daha berrak hale getirerek kurguladığı ince bir zekâ ürünü olan roman, politik Siyonizm’in kurucusu Theodor Herzl’den Sultan II. Abdülhamid’e, Teşkilât-ı Mahsusa’dan Meclîs-i Mebusân’a geniş bir bakış açısıyla sadece topraklarımızı nasıl kaybettiğimizi değil, aynı zamanda cihan devleti ruhunu da nasıl yitirdiğimizi anlatıyor.
2017 yılında Türkçe yayınlanan eseri Arapça’ya Kitap ve Kültür Günleri vesilesiyle çevrilmiştir. Kitabı misafirlerimize hediye olarak vereceğiz. Ayrıca bu eseri de Mısır, Lübnan, Cezayir, Katar gibi ülkelere belirli sayıda hediye edeceğiz.
Geçtiğimiz yıl olduğu gibi bu yıl da çeşitli ülkelerden ilim adamları ve yazarlar etkinliğimize dâhil olacaklar. Özellikle bu yıl Arapça Kitap ve Kültür Günleri kapsamında yapılacak olan 1. Uluslararası İslam ve Ekonomi Sempozyumu bu ilgiyi ciddi manada artırdı. Sempozyum’da İngiltere Durham Üniversitesi İslami Finans Merkezi Direktörü Prof. Dr. Mehmet Asutay ve Pakistan JamiaDarul Ulum Karachi Başkan Yardımcısı Muhammed Taki Osmani gibi alanında uzman birçok misafirlerimiz olacaktır. Ayrıca Bosna Hersek, Arnavutluk gibi ülkelerden etkinliğimize dâhil olan ilim adamları ve yazarlar vardır. Bu ülkelerden ve birçok ülkeden etkinliğimize katılmak isteyen ve bizimle iletişime geçen birçok ilgili kişi ile karşılaşmaktayız.